2001’den 2011’e kadar süren, J.K. Rowling’in kaleme aldığı kitaplardan uyarlanan Harry Potter serisi tüm dünyada eskimeyen bir fenomen haline geldi. Film ve kitapların tamamlanmasından seneler sonra bile büyücü dünyaya ilgi devam ederken geçtiğimiz aylarda Rowling’den müjdeli haber de geldi ve kitapların diziye dönüşeceği açıklandı.
Hayranların yıllardır beklediği bu sevindirici haberden sonra ise gözler filmlerde başrolde yer alan Daniel Radcliffe, Ruper Grint ve Emma Watson’a çevrildi.
Daniel Radcliffe, yakında çıkacak olan Harry Potter televizyon dizisinin geliştirilmesinden heyecan duyduğunu söyledi. Radcliffe, yeni uyarlamayı izlemekten mutlu olacağını ve bunu 2001’den 2011’e kadar rol aldığı film serisinden tamamen ayrı gördüğünü belirtti:
“Dünyanın geri kalanı gibi ben de izleyici olarak izlemekten büyük heyecan duyuyorum. Çok akıllıca bir şekilde temiz bir başlangıç yapmak istediklerini düşünüyorum. Ve bu konuda bizim bir şeyler yapmamızın işe yarayıp yaramayacağını bilmiyorum. Ama herkesle birlikte izlemekten çok mutluyum.”
Radcliffe, dizinin yapımcıları kendisine yaklaşırsa ne söyleyeceği konusunda baskı yapıldığında ise esprili bir şekilde yanıt vererek, “Bu konuda bir politikacı gibi olacağım ve varsayımlarla uğraşmayacağım” dedi.
Geçtiğimiz yıl HBO Max tarafından onaylanan dizi, Rowling’in çok sevilen Harry Potter kitap serisinin aslına sadık bir uyarlama olmayı hedefliyor.
Dizinin her sezonunun yedi Rowling kitabından birine dayanarak on yıl boyunca yayınlanması bekleniyor. 2026’da yayınlanması planlanan dizinin oyuncu kadrosu da tamamen yenileniyor.
Rowling, TV şovunun orijinaline sadık kalmasını sağlamak için baş yapımcı olarak görev yapacak.
ARALARI KÖTÜ
Ancak bu süreçte Rowling bir iptal kültürü ile de karşı karşıya kaldı. Yazarın Harry Potter yıldızlarıyla ilişkisi, transseksüel haklarına ilişkin görüşleri nedeniyle kötüleşti. Radcliffe yakın zamanda Rowling ile olan ilişkisinden şu sözlerle bahsetti:
“Sonuçta bu beni gerçekten üzüyor. Çünkü tanıştığım kişiye, tanıştığımız zamanlara, yazdığı kitaplara ve yarattığı dünyaya bakıyorum ve bunların hepsi benim için çok derin. Jo, tabii ki Harry Potter o olmasaydı olmazdı, dolayısıyla muhtemelen o kişi olmasaydı hayatımdaki hiçbir şey bu şekilde olmazdı. Fakat bu, gerçekten inandığınız şeyleri tüm hayatınız boyunca başka birine borçlu olduğunuz anlamına gelmiyor.”